Masonluk Detay



Osmanlı Topraklarında Masonluk
Osmanlı topraklarında ise masonluk, III. Ahmet döneminde görülmeye başlandı. 1723'te ise düzenli biçime geçti. (Burada önemli bir nokta var. Masonluk, Anderson Yönetmeliğinin ortaya çıkışı ile York Yasasını kısmen terk ederek ulusal kayram ve anlayışları ortaya koyuyor.) Ve Osmanlı topraklarında düzenli localar açılmaya başlanıyor. Halep ve İzmir'de düzenli bir locadan izin alınarak ilk localar kuruluyor. Düzenli Localar nerede ? İskoçya locasından yani yeraltı nehrinin kaynağından izin alınıyor. Bundan sonra açılan localara ve bağlı oldukları localara bir göz atalım.
Bu localara bağlı, Hama ve Humus'ta loca, İstanbul'da Cenevre büyük locasına bağlı bir loca , 1784'te Polonya locasına bağlı İstanbul'da bir loca daha kuruluyor. 1820'den sonra bu localara bağlı İstanbul, Makedonya, Trakya, İzmir ve Suriye'de bir mason locası açılıyor. (Bu localar da Müslüman olmayanlar çoğunluktaydı.) Sırasıyla 1856-1860-1861 yıllarında İngiltere büyük locasına bağlı yeni localar kuruluyor. Bu localara, Mısırlı Prens Mustafa, Fazıl Paşa, Prens Halim Paşa, Hünkar Yaveri Mahmut Paşa, MevleviŞeyhi Ataullah Efendi, Polis Müdürü Said Mehmet gibi seçkin isimler katılıyor. Büyük paylaşım başlıyorve Fransa büyük locası da İstanbul, İzmir gibi kentlerde loca kurarak Müşir Fuad Paşa, Pertev Paşa gibi seçkin kişilerin bu kurulan localara katılmasın: sağlıyor.
1861 yılma gelindiğinde ise Mısırlı Prens Halim Paşa, Osmanlı Süryı Alisi'ni kurarak , bu locaya da Şehzade Murat (V. Murat) ve V. Murat'm kardeşleri Nureddin ve Kemaleddin Efendiler, Raşit Paşa, Fuad Paşa, Süleyman Paşa katmıştır.( Yani yönetsel gücü elinde tutanlar ve ileride iktidara gelecekler seçilmiştir.)
Daha önceleri anlattığımız gibi, mason birlikteliğinin ilk kuralı neydi? "Masonlar arasında dayanışma ve çıkarlardan masonların yararlanması" Peki İngiltere, Fransa ve Avrupa'daki diğer büyük mason locaları niye Osmanlı topraklarında loca açma gereksinimi duydu?
Çünkü, Osmanlı topraklarındaki çıkar paylaşımı bu birlikteliği doğurmuştur. Localara seçilen isimlerde yetkin isimlerdir ve bu isimler iktidara getirilecek ve büyük localardakilere diyetler ödeyeceklerdi. Bu durumda alış veriş tamamlanacak mıydı? Hayır, devam edecek seçilen yetkinler iktidarda kalabilmek için diyet ödemeye devam edecekler. Bu diyetler bağlı oldukları büyük locaların çıkarları doğrultusunda imtiyazlar olarak ödenecek; içeridekiler bu işbirliği sayesinde gücü ve iktidarı paylaşırken büyük locadakiler de çeşitli haklar ve imtiyazlar elde edecekti.
Bu kısa yorumdan sonra masonluğun Osmanlı topraklarındaki tarihi akışına ve yapılanmasına devam edelim. II. Abdüİhamit masonluğa karşıydı, bu dönemde masonluk dışarıdan şeklen durmuş izlenimi verse de, Meşrutiyetten sonra sadrazamlığa, mason olan Hakkı Paşa'nın getirilmesi bu yer altı suyunun faaliyetlerine devam ettiğini göstermektedir.
Meşrutiyetten sonra Selanik'te mason olan Türkler Hareket Ordusuyla İstanbul'a gelerek iktidarı ele aldılar . Ve Mason geleneklerine aykırı olarak yüksek şurayı oluşturarak; şuranın koruyuculuğu altında Türkiye Maşrik-i Azami ( Büyük Loca) kurdular (1909).
Bu yapılanmanın mason geleneklerine aykırı olması yani düzenli dünya masonluğundan kabul görmemesinin sebebi Büyük Locanın üstünde bir yüksek şura bulunması idi. Çünkü masonluk yapılanmasında en üst kurul büyük locadır ve locaların birbüyük locadan izin alarak kurulması gerekir daha sonra açılan bu localar büyük locayı oluşturabilirler. En az yedi mason bir loca kurar Büyük locaya da üstat seviyesindeki masonlar seçilirve bu localardada sadeceüstat seviyesindekimasonlar görev alabilir.
1909 yılında kurulan büyük locaya faaliyette olan Vefa, Şafak, Rönesans.Contitution, Vatan, Resne, Mühibbanı, Hürriyet locaları katıldı. Bu dönemde iktidar Jön Türklerin elindeydi ve rüzgar Jön Türklerden yana esmekteydi.


Mütareke yıllarına gelindiğinde ise Büyük Üstad, İttihatçı Maliye Nazırı Cavit Bey idi. Ama rüzgarın yön değiştirmesiyle Cavit Bey istifa eder daha doğrusu devir değiştiğinden görevi İtilafçı Dr. Rıza Tevfık Bey'e devreder. Çünkü İttihat ve Terakki devrini kapatmıştır. Devir İtilafçılann devridir. Büyük Üstad Dr. Rıza Tevfık Bey'e gelince o da görevini yapmış Sevr Anlaşmasını imzalamıştır. Büyük üstat Dr.Rıza Tevfik Hilafet ve Saltanatın kaldırılmasından sonra ; Hilafet ve Saltanatı iade etmek için kurulan Hilafet-i Kübra Cemiyetinde ortaya çıkar ve Anadolu Devrimine karşı Şeyh Sait ayaklanmasında, ayaklanmanın beyni konumunda olan Şeyh Seyit Abdülkadir ile ilişkidedir . Şeyh Sait ayaklanmasının arkasında ise Lozan da görüşme dışı bırakılan daha doğrusu sonra görüşülmek üzere ertelenen Musul meselesi yatmaktadır .Yani ayaklanmanın temelinde İngiltere'nin çıkarları vardır. Musul daha sonra Ankara antlaşmasıyla Misak-i Milli dışında kalmıştır . İçerideki ve dışarıdaki bu yapıları kullanan İngiltere Musul meselesini kendi çıkarları doğrultusunda çözmüştür.
Masonluğun gerçek yüzünü gösteren , hangi amaca hizmet ettiğini ortaya koyan aynı süreç içinde yaşanan iki net ömek .
1935 yılına gelindiğinde masonluğun gerçek amacını çözümleyen Mustafa Kemal yine mason olan ve dönemin içişleri bakanı Şükrü Kaya'ya kendi elleriyle mason localarını kapattırdı. Fakat yabancı localara bağlı bazı localar çalışmalarını sürdürmüştür. Bundan sonra Türkiye'de masonluk uyku dönemine girdi. Uyku dönemi alt locaların kapatılarak Büyük Locanın faaliyetlerini askıya alması ve tekrar yapılanacakları ortamı beklemeleri anlamını taşıyor. Bu da Masonluğun varlığını sürdürebilmesi için ortaya çıkışında bu güne kadar geliştirdiği ve uyguladığı varlığını koruma sistemidir.
1948 yılına gelindiğinde uyku dönemi bitmiş ve masonlar tekrar faaliyetlerine başlamışlardır. Türkiye yüksek şurası Türk Mason Demeğini kurarak üç dereceli mason localarını faaliyete geçirmiştir. Fakat bu oluşum düzenli dünya masonluğu tarafından mason yasalarına aykırı biryapılanma olduğu için kabul görmemiştir. Devam eden süreçte Büyük Loca kurularak; Türkiye Büyük Locası (Türk Yükseltme Cemiyeti) 1964' te Iskoçya Büyük Locası 1970'de İngiltere Büyük Locası tarafından tanınmıştır. Türkiye yüksek şurası düzenli ve düzensiz olmak üzere ikiye ayrılır. Düzenli loca İskoç ritine göre çalışan Türkiye Fikir ve Kültür Derneğini oluşturur.
Tarihsel akışları içinde amaç ve yöntemlerini saptamaya çalıştığımız masonluğun, araştırmalarımız derinleştikçe bu günkü yapılarım 75 yıllık Cumhuriyet geçmişimizde oynadıkları rolleri ortaya çıkarmaya çalışacağız. Bu gün elimizde bulunan isimler netleştikçe ve bağlantıları tespit edildikçe yazmaya devam edeceğiz.
Günümüzde Masonik Yapılar
İkinci Dünya savaşından sonra masonluğun etkili gücünün farkına varan ABD kendi masonik örgütlenmesini ortaya çıkardı. Aynı zamanda da tarikatların gücünün farkına vararak yeni ve yapay tarikatları oluşturmaya kendi çıkarlarına hizmet edecek tarikatları da desteklemeye başladı . ( Nur,Moon,Taleban vb.)Rotary , Lions , Jeeys gibi masonik yapılarda örgütleyerek , bu yapıları etki alanındaki ve etki alanına almak istediği ülkelere taşıdı . Tarikatlarda Rotary Lions benzeri yapılarda masonik örgütlenmelerdir.
İlk önce bu yapılara neden masonik örgütlenme diyoruz . Kabul görmüş dünya Masonluğunun geleneksel yapısını taşımamakla birlikte aynı amaç birlikteliği ile oluşturulmuş yapılardır . İkisinde de toplumsal çıkarlar değil bireysel çıkarlar söz konusudur. Her iki oluşumunda bağlı oldukları merkezler ulusal sınırlar dışındadır. Yani ulusal ve toplumsal değerler söz konusu olmadığı halde dış giyim olarak bu kavramları kullanırlar. Amaç mevcut sistem içine yerleşerek dış merkezin isteği doğrultusunda sistemi yönlendirmek ve yönetmektir . Bu yapının ortaya çıkaracağı çıkarları da yapı içinde paylaşmak bireysel çıkar elde etmek ve güç kazanmaktır. Ve bu hedef ve amaç doğrultusunda seçilenleri mevcut sistem içine yerleştirerek devamlılığı sağlamaktır . Bunun için Rotary , Lions , Jeeys vb yapılanmalar kabul edilmiş düzenli dünya masonluğu

içinde yer almaz fakat masonik yapılardır. Bu oluşumlar aynı zamanda Masonluğun arka bahçesidir. (Bugün Lions , Leo ve Lions eşleri dernekleri ile mason yapılanmasına baktığımızda , karşımıza Büyük Loca, Loca Çırak , Kalfa ve Üstat dereceleriyle Düzenli Dünya Masonluğu içine kadınların alınmaması çıkar.)
Bu kısa anlatımdan sonra; Bugün, dünyada küreselleşme rüzgarları esmektedir ve bu tip yapılar rüzgar nereden esiyorsa o yönde hareket ettiğinden küreselleşmeden yana olması doğaldır. Burada önemli birnoktaya değinelim; masonluk, bireysel bir çıkar birlikteliğidir. Ana amaç daha öncede belirttiğimiz gibi " Kendi aralarında dayanışma ve çıkarlardan kendi üyelerinin yararlanması"Ulusal değer ve kavramlar ise sistem içine yerleşmek, kendi çıkarları doğrultusunda sistemi kullanarak yönlendirmektir. Bu yüzden de ulusal ve toplumsal çıkarlar söz konusu değildir. Küreselleşme rüzganyla ulusal yapıların sallandığı, ulusların daha bağımlı hale geldiği bu süreçte masonluk ve bu masonik örgütlenmeler de kendi yerini almıştır.. Anderson Yönetmeliği'nden kaynaklanan ulusal kavram ve anlayışlara göre yapılanan masonluk dışa karşı sadece kendini korumak için bu değerleri kendilerine kalkan olarak kullanmaktadırlar. Yani masonlar ve diğer masonik yapılar hangi ülkede oluşumlarını gerçekleştiriyorlarsa, o ülkenin ulusal kavram ve değerlerini baz alır, yönetmeliklerini de bu yönde oluştururlar.. Masonlar bizim ülkemizde de Atatürk İlkeleri'ne tüzüklerinde yer vermişlerdir. Hatta diğer Rotary, Lions, Jeeys gibi yapılar da düzenli dünya masonluğundan aldığı yeni katılanlar için düzenlenen ayinsel yemin törenlerinde Atatürk İlkeleri doğrultusunda çalışacaklarına yer vermeleri dış kabuğun oluşması ve özün korunmasına yöneliktir.









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder